Bunu bilmek için müneccim olmaya gerek yok…
AK Parti ve MHP´nin Cumhur İttifakını, CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisinin Millet İttifakını 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde yapması yaklaşan yerel seçimler öncesinde akıllara tekrar ittifak olur mu? Sorularını getirmişti…
24 Haziran seçimlerinde ittifaklar sınandı. AK Parti ve MHP´nin Cumhur İttifak´ı birlikteliğinden kazançlı çıktığı görüldü. Seçimin ardından da Cumhur İttifakı partileri, ittifakın ruhuna uygun olarak birlikteliklerini sürdürdüler.
Herkes ittifakın devam edeceğini konuşulurken Ak Parti ve MHP yaptıkları karşılıklı açıklamalarla ittifakın olmayacağına son noktayı koydu.
Millet İttifakı ise “ortaklaşan siyaset anlayışı” yerine “karşıtlık siyaseti” temelinde şekillendiği için seçimlerin hemen ardından dağıldı. Çünkü ittifak içindeki bazı partilerin seçmen tabanları ideolojik konumlanma olarak birbirine çok uzaktı. Tavan siyaseti, tabanda problem çıkardı.
Seçimlerin ardından da çok geçmeden hem İYİ Parti hem de Saadet Partisi Millet İttifakı´nın sona erdiğini açıkladılar.
Peki, neden yerel seçimlerde ittifak olmazdı?
Mahalli idareler seçimlerinde siyasi partiler arasında ittifak söz konusu olmaz. Çünkü her ilçe ve belde de ortaya çıkmış olan adaylar ya akrabalarıyla ya komşularıyla ya köylüsüyle ya mahallelisiyle bir dayanışma içerisinde bulunarak seçimini sürdürmektedir.
Yerel seçimlerde ittifak kurmanın genel seçimlere göre bir takım zorlukları var. Akrabalık ilişkileri, hemşehricilik ve bölgecilik gibi çok farklı etkenler yerel seçimlerde çok daha belirleyici.
Bu bakımdan da büyük şehirlerin dışındaki yerlerde parti aidiyetlerinden daha çok bu yerel etkenler seçmen tercihini belirlemekte.
Diğer bir unsur ise Belediye seçimlerinde aday faktörü çok önemlidir. Seçmen gönül verdiği partisinden çok hizmet edecek kişiye oy verir. Bu yüzden ittifak tavanda değil tabanda gerçekleşir.
Kısaca özetlemek gerekirse bir (parti) aday çıkardığı vakit o adayı seçtirebilmek için o ilçede kendine göre bir ittifak arayışına giriyor. Belediye meclis üyeliklerini paylaştırıyor. Aileleri, köylüleri, mahalleleri dikkate alıyor ve bir yapı oluşturuyor.
Sonra milletin huzurunda diyor ki: ‘Ben 15 belediye meclis üyesiyle şu şekilde seçime katılacağım´. Bunların içinde belediye başkan adayının mensup olduğu partinin dışında aile fertleri varsa onlar da ‘Bu seçimde amca çocuğumuz aday oldu, dayım aday´ diyor ve başka partideki mensubiyetini öteliyor. ‘Bu seçim mahalli idareler seçimidir, amcamın oğluna verdim oyu´ diyor.
Yani, ‘şu partiye oyumu verdim´ demiyor.
EYÜP YAŞAR