• BIST 100

    9549,89%1,94
  • DOLAR

    34,54% 0,18
  • EURO

    36,00% -0,62
  • GRAM ALTIN

    3005,99% 1,50
  • Ç. ALTIN

    5006,70% 1,01

Sakin Aytekin


KURBAN VE DİNİ HÜKMÜ

Kurban, Allah-u teala'ya yaklaşmak için kurban niyeti ile kesilen hususi hayvandır. Kurban bayramında Allah ( c.c ) rızası için kesilen kurbana "udhuyye" bunu kesmeye de "tazhiye" denilir.


  Kurban bayramında bu niyetle kurban kesmek hür, müslim, zengin olan herkes için bir vecibedir. Zenginden maksat en az sadaka i fıtır ile mükellef olan kimseler için geçerli bir ibadettir. Kurban vecibesi Allah ( c.c ) yolunda fedakârlığın nişanesi ve Allah'ın verdiği nimetlere karşı bir şükrün ifadesidir. Bundan dolayı müslüman, bu tutumuyla sevap umar ve birtakım bela ve musibetlere karşı korunmayı Allah'tan diler. Bu ibadetin ruhunda Hakk’a yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunma anlayışı vardır. Kurban, bir müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir.


  Kurban kesmenin dini hükmüne baktığımızda hanefilerin dışında tüm mezhep imamları ve hatta "imameyn" dediğimiz Ebu Yusuf ve İmam Muhammed dahil tamamı kurban ibadetine "sünnet" demişlerdir. Sadece hanefilerin imamı imamı Azam Ebu Hanife "vacip" hükmünü vermiştir. Bunun sebebi de kurban ile ilgili nassların, yani delillerin subut ve delaletinden kaynaklanan ihtilaflardır. Görüş ayrılıklarıdır. 


  Hanefiler Kevser suresinde geçen "ve'nhar" ayetindeki emrin ne anlama geldiği üzerinde durmuşlar ve yorumlarken de "kurban kes" anlamının ve Allah'ın Rasûlü'nün uygulamalarından da bu manaya çıkmakta olduğunu savunarak bu hükmü vermişlerdir. Çünkü Allah'ın Resulü hiçbir sene ne yolculukta, ne ikamet halinde, ne de hasta iken kurban kesmeyi ihmal etmemiştir. Bu yüzden Hanefi alimlerden İmam- ı Azam Hz. Peygamber efendimizin bu ibadeti sürekli yapmasını ve ihmal etmemesini ve sahih bir emir de olmamasını ve ihtilaflı bir konu olmasından dolayı vacip hükmünü vermiştir.


   "Ve'nhar" kelimesinin ikinci bir anlamı da "namaz kılarken ellerini böğrüne koy"dur. Bazı mezheplerde bu görüşün daha sıhhatli ve doğru olduğuna hükmederek kurban kesme anlamının çıkmadığını, namaz kılarken ellerimizin böğrümüzde olması gerekir demişlerdir. Aynı görüş Hz. Muhammed ( s.a.v )' in her sene kurban kesmesi ve kurbanla ilgili ihtimam göstermesine karşılık yine de sünnet demişlerdir.


   Hz. Muhammed ( s.a.v ); "imkan bulduğu halde kurban kesmeyen bizim namazgahımıza yaklaşmasın" diye buyururken  bu hadisin ışığında hanefiler kurban ibadetinin sadece Allah'ın rasulüne bir emir değil ümmetinin de bu ibadeti yapması gerektiği hükmüne varmıştır.


   Sahabe hayatına baktığımızda imamı şafi; Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer maddi imkanları olduğu halde sırf Ümmet farz zannetmesin diye bazı senelerde kurban kesmediklerini rivayet eder. Bundan da kurbanın farz yada vacip olmadığı hükmünü çıkarmıştır.


   Kısacası Ebu Hanife "vacip" hükmü verirken, imamı Şafii "sünnet" demiş, diğer mezheplerde vacip diye ara bir kategoriyi kabul etmedikleri için "sünnet-i müekkede" olarak hükmetmişlerdir. Kurbanın meşruiyeti, dini, ahlaki ve içtimai gibi birtakım faydalarına istinaden bir müslümanın kurban kesmesi gerekmektedir. 


  Dünyadaki tüm insanlık için her gün yeryüzünde yüz binlerce hayvan kesilmektedir. Fakat bu hayvanların etlerinden yalnızca hali vakti yerinde olanlar istifade edebilmektedir. Kurban bayramında ise Allah rızası için kesilen hayvanların etlerinden, derilerinden ise birçok muhtaç insan istifade ediyor. İktisadi bir mesele olan kurban dini ve ahlaki bir mahiyet kazanırken kurban ibadeti şahsi menfaat yerine, amme menfaati yer alıyor. Bundan dolayı kendi zevkleri uğruna her gün binlerce hayvan kesilmesini çok görmeyenler, senede bir defa da olsa Allah'ın rızası güldülerek bir kısım hayvanların fakir fukara için kurban edilmesini çok görmemeleri gerekir.
 

  • Pazartesi 5.6 ° / 0.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 7 ° / 1.3 ° Güneşli
  • Çarşamba 10.2 ° / 2.5 ° false