Kurbanın ayıplı olup olmaması:
1- Koyun veya keçi bir yaşını doldurmuş olmalı ya da sekiz aylık olduklarında bir yaşında gibi gösterişli olmalı yada annesinin boyunda olmalıdır. Sığır iki yaşını bitirmeli, devede beş yaşını doldurmuş olmalıdır.
2- Tavuk, horoz, kaz gibi hayvanlardan kurban olmaz. Bunları kurban niyeti ile kesmek "tahrimen mekruh" tur. Yani harama yakın bir davranıştır. Çünkü burada mecusilere bir benzeyiş vardır.
3- Hayvanın şaşı, topal, uyuzlu ve deli olmasında, boynuzlu veya boynuzsuz veya boynuzunun birazı kırık bulunmasında ve kulaklarının delinmiş veya enine yarılmış olmasında, kulak uçlarından kesilip sarkık bir halde bulunmasında, dişlerinin birazı düşmüş olmasında, erkeklik organının bulunmaması veya burma olması bir hayvanın kurban olmasına mani değildir.
4- İki gözü veya bir gözü kör olan, dişlerinin çoğu dökülmüş veya kulakları kökten kesilmiş olan, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırılmış olan, kulağının veya kuyruğunun yarısından fazlası kopmuş olan, meme başları kesilmiş olan, kulakları veya kuyruğu doğuştan bulunmayan hayvanlardan kurban olmaz.
4- Kurbanların semiz ve bakımlı olanını kesmek çok faziletlidir. Çok zayıf olan veya kesileceği yere kadar yürüyerek gidemeyecek kadar hasta ve topal olan bir hayvandan kurban olmaz.
5- Kurban kesmekle mükellef olan bir kimsenin satın aldığı bir kurbanda yukarıdaki kusurların biri sonradan başına gelse başka bir kurban alıp kesmesi gerekmektedir fakat fakir biri aynı şeyi yaşasa kurban kesmesi gerekmez. Başka bir kurban alması gerekmez. Çünkü bu kurban fakir için bir nafile ibadettir.
6- Zengin kimsenin aldığı kurban kesilmeden önce ölse, yerine başka bir kurban alması icabeder, fakir kimsenin alması gerekmez. Kurbanın kaybolması veya çalınması halinde ise hüküm farklıdır. Zenginin kurbanı kaybolduğunda yerine başka kurban kestikten sonra eski kurbanı bulunsa, bunu kesmek zorunda değildir. Çünkü vecibesini yerine getirmiştir. Fakir ise ikisini de kesmek zorundadır. Çünkü üzerine vacip olmayan vazifeyi kendine vacip kılmıştır.
7- Kurbanlık hayvan kesilmeden önce doğursa yavrusu da kendisi ile beraber kurban edilir. Çünkü bu yavru anasına tâbidir. Ya da kesilmeyip satılabilir ve parası da fakirlere tasadduk edilebilir.
8- Kurban kesmenin vakti "eyyam-ı Nahr" dır. Yani bayramın birinci, ikinci ve üçüncü günleridir. Fakat birinci gün kesmek daha faziletlidir. Günün fecrinden sonra kesim başlar akşama kadar devam eder. Geceleyin kurban kesmek "tenzihen mekruhtur"
9- Kurbanlar kıbleye karşı yatırılarak "Bismillahi Allahu Ekber" diyerek kesilir. Bunu kesende, başında bulunan kurban sahibi de söyler. Kasten besmeleyi terk ederek kesilen kurbanın eti yenmez.
10- Kurbanın eti üçe ayrılır 1/3 fakir fukaraya dağıtılır, 1/3 misafire ikram edilir, kalanı da aile efradı olarak yenilebilir. Faziletli olan budur. Durumu olmayan kurban sahibi ise dilerse hiç dağıtmadan tamamını da kendisi yiyebilir.
Bu günlerde beyaz eşya mağazalarında derin dondurucu satışları patlamakta ve insanlar biran önce alabilmek için sıraya girmekteler. Bizim toplumumuzda şöyle bir yanlışlık yapılmakta. Biz kurbanı sanki Allah'ın rızası adına fakir fukara bayramda doyuncaya kadar senede bir defada olsa yemesi için değilde, sanki kendi ihtiyacımız varmış gibi, hiç kasaptan et alıp yiyemiyormuşuz gibi, difrizleri tıka basa doldurup bir yıllık et ihtiyacımızı karşılamak için kesiyoruz. Kurban Bayramı yaklaşmasına rağmen hala dolaplarda geçen yılın etlerinin olduğunu duyuyoruz. Yapmayın, etmeyin, ne olur kendimize gelelim. Her şeyimizi değiştirdiğimiz gibi kendi inanç akidelerimizi de dinden uzaklaştırıp din gibi yaşadığımızın farkına vararak, bayramda fakir fukaraya yardım etmeyi emreden Allah ( c.c ) buyruğunu ayaklar altına alarak dini bayramlarımızı milli bayramlara çevirmeyelim. Kendimize göre bir bayram icat etmeyelim, dinin ve o dinin tebliğcisinin bize öğrettiği bayramları yaşayabilmek adına son dileğim olsun inşaallah...