Tıptan eğitime giden meşakkatli yol.
MARİA MONTESSORİ KİMDİR?
Doktor MARİA MONTESSORİ (1870-1852) İtalyanın ilk kadın tıp doktoru olarak tarihe geçmiş daha sonraki çalışma yaşamında çocukların eğitimine yönelik günümüze kadar geçerliliğini koruyan bir yaklaşım sergilemiştir.
Zihinsel engelli çocuklarla ilgilenmiş ve onların özel bir eğitimle gelişmelerine yardımcı olunabileceğini savunmuştur.
Aynı yöntemlerin normal gelişim gösteren çocuklar içinde kullanılabileceğini düşünen Montessori çalışmalarını eğitim alanına yöneltmiştir.
DÜNYADA MONTESORRİ
Maria Montessori eğitimde geleneksel olanlara aykırı söylemleri ve uygulamaları üzerine İtalya basınında çıkan makaleler daha sonraki süreçte Amerika ve İngiltere başta olmak üzere gazetelerde haber olarak yayılmasını sağlar.
Daha sonraki süreçte Arjantinden Avusturalya'ya ve Avrupanın bir çok uzak yerine okulları açılır. Montessori eğitimi İngilterede 1911 yılı sonunda İtalya ve İsviçredeki ana okullarında montessori eğitimleri resmen uygulanmaya başlamıştır.
MONTESSORİ EĞİTİMİNİN FELSEFİ TEMELLERİ
Çocuktan hareket eden bır eğitimin sınırları başkalarına zarar vermeyecek en son noktaya kadar genişletilmiştir. Bu sınırların içerisinde en önemli şey doğal eğitimdir.Çocuğa doğrudan doğruya müdahale etmeden çocuğun içinde bulunan keşfedilmemiş duygu,düşünce ve davranışları tamamen geliştiren,olumlu davranışların geliştirilerek en ileri düzeye taşınması,olumsuz davranışları ise düzelten bir sistemdir.
Geleceğin okulları içerisinde ruhların tam olarak kendi gelişimlerine ulaşabilecekleri okullardır. Çocukların bireysel yapısına uygun bir biçimde geliştirilmelidir. Aslında geleceğin okulların da öğretmenler öğrenciler için rehber olmalıdır.
MONTESSORİ EĞİTİMİNİN KÖKENİ
Geleneksel eğitim sistemine kazandırmış olduğu yeni bir bakış açısıdır.
Hem özgürlügün verildıği hemde doğru davranışların kazandırıldığı bır disiplindir. Yeni bir eğitim ve dolaylı eğitimin arasındaki farkı doğru olarak uygulamaktadır.
İrade eğitimi,
Arzuların ertelenmesi,
Masallar, hayal gücü ve yaratıcılık.
Geleneksel eğitim sisteminin dışında çocukların kendilerine keşfedebileceği bir ortam sağlamak ve buna izin vermek gerekiyor.Bu da onların başarılı olmalarını sağlıyor. Sınırlandırıcı bir eğitim modeli değil özgür bir eğitimin içinde olmaları onları başarıya götürecektir.