Sakin Aytekin

Tarih: 09.06.2021 11:17

GENÇLERDE DİNİ ŞÜPHENİN NEDENLERİ

Facebook Twitter Linked-in

Biz burada üçüncü dönem olan gençlik döneminden bahsedeceğiz ve konuyu gençler üzerinden analiz etmeye çalışacağız. 
 

Çocukluk aşamasından sonra psikolojik, sosyolojik, ve biyolojik değişime başlayan genç çocuklar, sosyokültürel etkilerin de onu yönlendirmesi ile tüm geçmişini ve özellikle de çocukluk döneminin dini kabullerini eleştirel tarzda ele alarak sorgulamaya başlar.
   

Ergenlik döneminde ortaya çıkan dini uyanış, dini yaşam, dini gelişim ve dine dönüşün ortaya çıktığı en belirgin dönem olduğu gibi, bu dönem dini şüphe, dini kabullenmeme, dine karşı çıkma ve dini değerleri basite indirgeme gibi kararsızlıklarında en yoğun olarak geliştiği ve yaşandığı dönemdir. Ergen genç kültürel ve fizyolojik değişimlerin etkisi ile daha önce şevk, coşku ve heyecanla yapmaya çalıştığı ibadetlerini aksatmaya başlar. Bu aksatma, bir müddet sonra açığa çıkacak dini şüphelerine ön basamak olacak şekilde karşısına çıkar. İşte tam burada kişide bir iman bulunmalıdır. İman zayıftır veya güçlüdür. İmanın olmadığı yerde şüphe barınmaz, inançsızlığın olmadığı yerde de iman bulunmaz.  Güçlü imana sahip olanlar, bu aşamada sıkıntılarını kolay atlatacak, gelişimlerini aile etrafındaki güzel ve ahlaki davranış biçimlerini örnek alarak tamamlayacaklardır. Zayıf imana sahip olanlarda rüzgarın önünde savrulan kuru bir yaprak misali oradan oraya savrularak kendine bir yer veya bir konum bulmaya çalışırken, karşısında iyi örnekler bulamadığı için nerede sakinleşeceği veya duracağı belli olmadan tüm gençliğini ve hayatını karartan limanlarda mahvedip gidecektir. 
 

Bu yaşlarda gençlerimizde ki hâlet- i ruhiyeyi anlamak için sıraladığımız şu tespitlere dikkat edilmeli ve bunların bir kısmını evladınızın hareketlerinde tesbit ederseniz dikkatli olmalısınız. 
 

Somuta dayalı düşüncenin yerini soyut düşünme yeteneğini geliştiren genç bireyde, hiç görülmemiş muhakeme, tenkit ve tahlil etme yetisi ortaya çıkar.
 

Kendi inançları ile çevresindekilerin inançları arasında birçok farklılıkların olduğunu gözlemlerken, şüpheci yaklaşımlarla tenkide başlar. 
 

İlk telkinlerini anne-babaya karşı koyma ve agresif cevaplar vermekle başlar.
 

Anne- babaya karşı konulan tenkitçi tutum, kısa bir zaman sonra da büyüklere karşı saygıyı ve itaati emreden dine ve otoriteye hatta her olguya karşı gelir.
 

 Bu düşünceler onu pasiflikten arınmış, yetişkinlik duygusunun hazzını almış hissettirir. Bu gelişim onda, bağımsızlık ve güçlülük duygusunu artırır. Okudukları ile gördükleri, yaşadıkları ile uyuşmadığını gördüğünde, ondaki kabullerini, öğrendiklerini ve dini telkinlerini tekrar ele alarak düşünme süzgecinden geçirir.
   

Reddedici tutum sadece inanca, dine, kutsala veya fikirlere yöneltmekle kalmaz, otoriteyi ve otoriteye boyun eğen tüm insanları da tenkit eder.
 

 Bu çatışma ve uyum problemleri, gençlerde yaşama sevincini olumsuz yönde etkiler. Bunalımlara kapılıp onu şiddete meyilli, içine kapanık, fazla konuşmayan, kavgacı ve hırçın davranışlarla psikolojik destek alacak duruma getirir.
 

Suçluluk ve günahkarlık duyguları baskın hale gelecektir. Cinsel duygularının tatmininde, dinin ve çevrenin hatta toplumsal engellemelerin uyarıcı, ya da baskı yapması sonucu genci din ile karşı karşıya getirecektir.
 

Dini şüphelerin oluşmasındaki en önemli nedenlerden biri de, dini konulardaki bilgisizlik ya da yanlış bilgilendirmelerdir.Dini bilgiden uzak olan gençler de içindeki inanç duygusunu ateizm, meteryalizim, komünizm veya deizm gibi izmlerle besleyecek ve İnanç sistemi allak bullak olacaktır.
 

 Anne-baba bağımlılığından uzaklaşan gençler özellikle giyim tarzında, arkadaş seçiminde, konuşma şeklinde spor ve eğlence tercihleri konusunda aile büyüklerinin müdahale etmesine pek tahammül edemez hale gelirler.
 

Köklü bir inancı olmadığı için Allah'ın mükemmelliği ve yaratıcılığı konusunda şüpheye düşebilir. Günlük hayatımızda olağan olan ve bir imtihandan ibaret olan zulüm, haksızlık, insanların haksız yere öldürülmesi, hastaların acı çekmesi, çok yakın akrabasının ölmesi, ölümle sonuçlanan kazalar ve doğal afetler karşısında Allah'ın adaletini, merhametini veya imtihanını anlamayarak şüpheci bir hal sergileyip itirazcı ve reddedici bir ruh hali taşıyabilir.
 

Ergen gençler, dini yaşayış olarak ideal gördüğü şahısların kişilikleri, davranışları ve yaşamlarını din ile özleştirdiği için, dindarlarda görünen eksiklikleri de dine transfer eder. Bu kişiler üzerinden dini sorgularlar.
 

Gençlerimiz bu hal ile hallendiğinde çözülmesi ve onların bilgilendirilmesi gereken, düşünce yapılarındaki soru ve sorunların oluşturduğu sıkıntılar başlıklar halinde şu şekildedir.
 

Günah ve Sevap
  Yaratılış ve Ölüm
  Kaza ve Kader
  Allah'ın varlığı 
  Ahiret ve Kıyamet
  Cennet ve Cehennem
  Kadın ve Erkek eşitsizliği 
  İlim ve Din çatışmasıdır.

  Gençlerimizin bu durum ve halden kurtulmalarının yegane yolu da şu üç ana kuraldan geçmektedir:
  1- Allah'a sığınma ve ondan yardım dileme.
  2- Bilgisine güvenilen, konusunda uzman olan insanlara açılma ve dertleşme.
  3- İlgili kitapların okunması. Bu konularla ilgili sohbet, seminer ve konferans gibi aktivitelerin içinde bulunması gerekmektedir.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —