Kitle iletişim araçları aslında bir şırınganın damarlarımıza aşı şırıngalaması gibi, insanlar her gün kendilerine şırıngalanan mesajları almakta ve bu mesajlarla birlikte ani ve hızlı bir değişime uğramaktadır. Kültürel ve ahlaki değerler, küresel ve art niyetli kişilerin yönlendirmesiyle gençler yozlaştırılmakta, yeni yetişen genç nesli istedikleri gibi yönlendirebilmektedirler. Bu tür güçler elinde bulundurdukları aşı malzemesini (yaşam tarzlarını, tüketim alışkanlıklarını, cinsel güdülerini, ahlaki yaşam tarzlarını, dillerini ve dinlerini) etkisi altındaki toplumlara empoze etmektedirler. Sonuç olarak da kültürel yozlaşma ile birlikte yabancılaşma, deizm, şiddete eğilimli, agresif ve kültürel asimilasyona uğramış bir genç nesil ortaya çıkmaktadır.
Bu yabancılaşma ve yozlaşmanın sadece dizilerin ve magazin programlarının verdiği mesajlarla yozlaştığını ve kültürel asimilasyona uğradığını söylemek çok doğru olmaz. Dünya kültürleri, insanların moda diye tabir ettiği giyim tarzları, internet ve sosyal medya ağları da kültürümüzü, dilimizi, dinimizi, ahlakımızı ve aile içi yaşam tarzımızı etkilemiştir.
Milli değerlerimizden uzaklaşarak kendi dilimizi bile anlayamaz hale gelmişiz, kendi oğlumuzu ve kızımızı tanıyamaz duruma düşmüşüz. Acaba bu benim evladım mı? diyen yüzlerce anne babanın sesini işitiyoru gibiyim şu anda. Farklı kültürlere maruz kalıp erozyona uğrayan gençler, gerçek yaşantıları ile hayalleri arasında boşluk oluşmasına neden olabilmektedir. Hayallerini doldurabildikleri kadar mutlu ve huzurlu olduğunu hisseden bir yeni nesil ile karşı karşıya kalmış bulunmaktayız.
Gençleri bekleyen tehlikeler ve içinden çıkarılıp normal hayata bağışıklık sağlaması için dikkat edilecek hususları şöyle sıralayabiliriz.
1- Cinsellikle çok erken yaşlarda tanışma.
2- İnternet ve sosyal ağlarda kontrolsüz dolaşma.
3- Şiddet içerikli film ve dizileri izlemesi.
4- Kötü ve yanlış alışkanlıklar edinmiş kişilerle arkadaşlık etmesi.
5- Anne- Baba çocuğuna özel zaman ayırmaması ve aile içi şiddet ve geçimsizlik.
6- Ebeveynlerin ve aile büyüklerinin davranışlarını kontrol altında tutamamaları ve çocuklarına kötü örnek olmaları.
Akli melekeleri ve fizyolojisi değişen bireylerin çok küçük yaşlarda cinsellikle tanışması, internet ve sosyal medya ile içgüdüsel olarak cinsel eğilimlere yönelmesi onu şiddete meyilli, madde kullanımına elverişli hale getirmektedir. Bunun sonucu olarak ta birey psikolojik travmalara ve sorunlara sürüklenmektedir. Bugün gençlerimizin çoğu şiddet içerikli oyunlar oynaması, sanal alemde tanıştığı ama tanımadığı karşı cinsi ile cinsel içerikli muhabbetler yapması ve sosyal paylaşım ağları üzerinden iletişime geçmesi, sanal âlemin sanal ilişkilerine ram olması sığ ilişkiler yaşamasına sebep olmaktadır.
Anne-Babalar bir kenara çekilip çocuklarını uzaktan izlemeyi seçerler ise çok büyük hata ederler. Çocuğunuza yapmaması gerekeni "YAPMA" dediğinizde onu yapmamasını çocuğunuz kabullenmeli, onun yararına olduğunu ona öğretmelisiniz. Fakat, bazı şeyleri de kendi kendine yanılarak doğruyu, yanlışı öğrenme fırsatı da vermelisiniz.
Çocuklarımızın geleceklerini şekillendirirken anne-babaların aristokrat, tutucu ve baskıcı ebeveynler gibi çocuklarımıza;
- Başarmalısın. Yoksa sen bir hiçsin.
- Çok çalışıp başarılı olmalısın yoksa toplumda yer adinemezsin.
- Okuyup üniversite imtihanlarında derece yapıp, güzel okullarda okumalısın.
- Zengin olup kimseye muhtaç olmadan kaliteli yaşamalısın.
- Avukatlık, doktorluk veya mühendislik gibi şu mesleği seçip, bak şunun gibi olmalısın.
- Sen evlenirken şu tarzda veya bu meslekte biri ile evlenmelisin.
Bu yönlendirmele çok yanlış olup çocuğumuzun karakter travması yaşamasına, kişilik bozukluğu kazanmasına depresif ve tutarsız davranışlar sergilemesine veya kısaca psikolojik hasta bir birey yetiştirmeye sebep olursun.
Mesela:
Ahlaklı ve iyi insan olmayı kaç aile çocuğuna öğütlüyor?
Doğru söylemeyi, iyiliksever ve yardımsever olmayı hangi ebeveyn öğretiyor?
Dürüst olmayı, haksızlık yapmamasını, başkasının malında gözü olmamasını, insanlara, doğaya veya başka canlılara zarar vermemesini kaçımız öğütlüyoruz?
Çalmamayı, zararlı davranışlardan uzak durmayı, büyüklerine saygılı olmayı ve toplum içinde örf ve ananelerine bağlı bir birey olarak yaşamayı hangi anne-baba nasihat ediyor?
Başta ebeveynler, eğitimciler ve toplumun ileri gelenleri gençleri ciddiye alalım. Yaşam biçimimizle onlara örnek olalım. Armut dibine düştüğü gibi her evlat da babasının arkasından yürür. Çünkü sen onların önünde bir örneksin ne yaparsan seni taklit edeceklerdir. Onlara karşı merhametli ve hoşgörülü olalım. Acımasızlığın ve merhametsizliğin hat safhaya ulaştığı şu günlerde gençlerimize sevmeyi, sevilmeyi, merhameti, hoşgörüyü, iyilikseverliği, yardım etmeyi ve insanlara hatta tüm canlılara güzel davranmayı ve herşeyden önemlisi onlara doğru iletişim kurmayı öğretelim.