• BIST 100

    10729,45%0,29
  • DOLAR

    42,34% 0,08
  • EURO

    49,11% 0,10
  • GRAM ALTIN

    5487,12% -0,15
  • Ç. ALTIN

    9152,04% -0,40

Yusuf Şehitoğlu; Çin ve Çin gibi ülkelerle rekabet değil işbirliği yapmalıyız’

Şehitoğlu İnşaat ve YSD Uluslararası Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Şehitoğlu, Türkiye ekonomisinin küresel rekabet hacmi, teknolojik dönüşüm süreçleri ve genç iş gücü sorunu gibi gündemleri değerlendirdi.

Ekonomi 18.11.2025 19:52:00 0
Yusuf Şehitoğlu; Çin ve Çin gibi ülkelerle rekabet değil işbirliği yapmalıyız’
Haberi Sesli Oku

 

Exporter Daily mikrofonlarına açıklamalarda bulunan Yusuf Şehitoğlu, dikkat çeken mesajlar verdi. 
 

Şehitoğlu, Çin gibi ülkelerle rekabet değil işbirliği yapılması gerektiğini vurgulayarak Nitelikli iş gücü yaratılması gerektiğinin altını çizdi.

Şehitoğlu ayrıca, "Türkiye uluslararası ticarete bakış açısını değiştirmeli" diyerek yeni modelleri örnekledi.

 

Yusuf Şehitoğlu’nun açıklamaları şu şekilde;

 

TÜRKİYE'NİN ÜRETİM VE TİCARET POLİTİKALARINDA HANGİ YAPISAL ADIMLAR ERTELENEMEZ HALE GELDİ? İŞ DÜNYASI BU DÖNÜŞÜMDE NASIL BİR ROL ÜSTLENMELİ?
 

‘Çin ve Çin gibi ülkelerle rekabet değil işbirliği yapmalıyız’


“Günümüzde gelinin noktada Türkiye'nin uluslararası ticaret politikasını değiştirmesi gerekiyor. Yani tedarik zinciri yönetiminden üretim yönetimine kadar bakış açısını değiştirmesi gerekiyor. Burada ne demek istiyorum.. dünya ticaretinin içerisinde nasıl konumlanacağımızı belirlememiz gerekiyor. Hangi ürünler üretmeliyiz, ham maddeyi alıp işlemeli miyiz, yarı mamûl mü işlemeliyiz buna karar vermemiz gerekiyor. İktisatta mukayeseli üstünlükler kuralı vardır. Kaynaklara yakın olmak önemlidir. Her ülke aynı verimlilikle üretim yapamaz. Dolayısıyla bu verimliliklere göre üretim alanını seçip uluslararası ticaretimizi bu alanda yönetmemiz gerekir. Ülkemiz lojistik olarak ciddi avantajlı bir ülke. Bu avantajı uluslararası iş birliğine döndürmemiz lazım. Örnek veriyorum şu anda herkes dünya üretiminin %38'ini karşılayan Çin ile rekabet edemediğini konuşuyor. Çin yaklaşık 40 yıldır üretime ve işine yatırım yaptığı için ölçek konusunu çözdü. Ölçeğe dayanan üretimde dünya Çin ile rekabet edemiyor. Dolayısıyla bizim know-how yaratma, teknik nitelik yaratma ve Çin gibi ülkelerle iş birliğine gitmemiz lazım. Aslına bakarsanız en büyük yapısal değişim bu. Biz eğer uluslararası ticarette rekabet edeceksek. Rekabet eden değil iş birliği yapan konumuna dönmemiz gerekiyor. Osb'lerimizle, serbest bölgelerimizle; verimlilik temelinde, ham madde temelinde. yarı mamûl temelinde bir takım kurguları yapıp teknolojiyi de işin içerisine dahil etmeliyiz. İşçilikle alakalı olmazsa olmaz gördüğünüz şeyler de artık başka ülkelerde üretilebilir. Tekstil Mısır'a gitti diyoruz çünkü işçilik orada daha ucuz. Yine teksinden örnek verecek olursak know-how'u burada yaratıp işçilik kısmını Mısır'da işleyebiliriz. Böyle bir yapısal dönüşüme girmek doğru olur. Tedarik zinciri içerisinde kendi konumumuzu net belirlememiz lazım. Bunu da ürün bazlı yapmamız lazım. Çünkü bugün savunma sanayide konu başka, tekstilde konu başka, mobilyada konu başka, otomotivde başka.. kendi çizdiğimiz rotada hangi tarafta know-how yaratacaksak oraya odaklanmalıyız. İş birliği noktasında gerek ulusal anlamda gerek uluslararası anlamda zihinsel dönüşümü en kısa zamanda gerçekleştirmemiz gerekiyor.

 


 

YAPAY ZEKA VE OTOMASYON HIZLA YAYILIRKEN, İNEGÖL'ÜN REKABET GÜCÜNÜ KORUMASI İÇİN HANGİ TEKNOLOJİ VE BİLGİ YATIRIMLARI KULLANILMALI?
 

‘Eğitimde teknolojiyi kullanarak nitelik yaratmalıyız’
 

“Birçok ülke veriye dayalı sistemler ile ilerliyor. Teknoloji artık her yerimizde ve bu teknoloji ile birlikte artık birtakım verileri yaratıyoruz kaydediyoruz ya işliyoruz. Aslına bakarsanız yapay zeka da bizim Google'a işlediğimiz verilmedi bizim adımıza derleyip toparlaması. Yani veri toplama alanını yapay zeka yapıyor. Eskiden iki tane hammal 2 tane suntayı taşırken sonradan bir forklift çıktı ve bir operatöre ihtiyaç oldu. Yani iki kişiden teke düştük ama nitelik arttırmamız gerekti. Yapay zeka da böyle bir süreç. Bundan sonraki süreçte toplanan veri ve bilgi işleyecek insanlara ihtiyacımız olacak. Otomasyon için de aynı şey geçerli. Eskiden mobilyada yatarda işlem yaparken bazı şeyler cnc'ye geçti ve bir cnc operatörüne ihtiyaç oldu. Yani artık insan kaynağı bilgiyi alıp süzen ve işleyen nitelikli yetiştirilmeli. Bu da aslında dünyanın yaptığı ve bizim hala yapamadığımız yetenek yönetimi kısmı. Yetenek yönetmeyi doğru yaptığımız zaman bir süre içerisinde üretkenliği de yapay zekayı da nitelik yaratmayı da çok rahatlıkla ilerletebiliriz. Günün sonunda biz eğitimde teknolojiyi kullanan bireyler yaratarak bir yere gitmeliyiz. Yapay zeka birçok mesleği elimizden alacak ama birçok mesleği de beraberinde getirecek. Bunun için olmazsa olmaz nitelik yaratmaya odaklanmamız gerekiyor.”

 

GENÇ İŞGÜCÜ KRİZİNİ ÇÖZMEK İÇİN NASIL BİR MODEL ÖNERİYORSUNUZ?
 

‘Girişimcilik yanlış anlatılıyor insanlar yanlış yönlendiriliyor’
 

“Bu bizim için en büyük problem. Bugün 15-24 yaş arası ne iş gücünde ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. Bir taraftan da mesleğini yapmayan çalışanlar var. Öncelikle şuna bakmak lazım. Türkiye'de girişimcilik yanlış anlatılıyor. Sürekli insanları kendi işini kurmaya teşvik etmek var. Girişimcilik demek insanın proaktif olması, bir sorunu çözmesi gibi birtakım unsurları bünyesinde barındırmasıdır. İşletmede çalışan bir bireyin o işletmedeki herhangi bir soruna çözüm bulması girişimcilik örneğidir. Biz artık bunu ödüllendirmeye yönlendirmemiz gerekmekte. Sürekli insanlara iş kurdurmaya çalışmamalıyız. İnsanlar hayal yaratıyor, işletmenin sahibi olduğunda dünyalar senin olacak lüks yaşantın olacak gibi.. ama bu gerçekte böyle olmuyor . Bu hayal işletmeyi kuranlar da olduğu için para kazanma hedefiyle yürüyorlar ve hiçbir zaman başarılı olamıyorlar. Para hedefiyle hayatta yürüyen hiç kimse başarılı olamaz. Bir şey geliştirmemiz ve değer yaratmamız gerekir. Değer yaratırsak biz başarılı oluruz ve karşılığında bir şeyler kazanırız. Onun içinde işletme sahibi olmamıza gerek yok. Profesyonel çalışıp dereye atarsanız kurumsal anlamda karşılığını alırsınız. Bunun için farklı hayaller kurdurmaya gerek yok.”

 


 

Üniversitelerin sayısı azaltılarak meslek enstitülerine dönüştürülmeli
 

“Bir diğer kısmı çok fazla üniversite kuruldu. Aileler aman çocuğun yorulmasın ezilmesin diye çocuklarını üniversiteye gönderdi ve masabaşı iş sahibi olmalarını hayal etti. Burada Avrupa'ya özenerek üniversiteli sayısını çoğaltmaya çalıştık. Üniversiteli sayısını çoğalttık ama nitelik azaldı. Bu üniversitelerin sayısı azaltılarak mesleki enstitülere dönüştürülmeli. Bunun başka bir çaresi yok. Mesleki enstitülerde o bölgede ne gelişmişse onunla alakalı uzmanlık alanları oluşturmalı. Kalan üniversitelerde daha butik daha sonuç odaklı ve uzmanlaşmış kadrolar üretir. Böylece meslek seçiminde daha nitelikli hale getirmiş oluruz. Bir arkadaşın mesleksiz olmasının önüne geçeriz. Çocukların temelde yeteneklerine göre geleceğini evrimimiz ve mesleğini o yönde kazandırmamız.”

Haber Editörü

Eyüp Yaşar

20.6° / 10°