İnegöllü iş insanı Yusuf Şehitoğlu, kentsel dönüşümün bina dönüşümünden çıkarılarak şehirlerin bütüncül, yeni nesil planlarla dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı. Şehirlerin ekonomik, toplumsal ve çevresel olarak ele alınması gerektiğini belirten Şehitoğlu, Türkiye’nin master plan uygulamalarında geride olduğunu ifade etti.

Deprem gerçeği nedeniyle tüm Türkiye’de kentsel dönüşüm süreci hız kazandı. Çok sayıda eski bina yıkılarak depreme dirençli banalar inşa edilirken İnegöllü iş insanı Yusuf Şehitoğlu’ndan dikkat çeken bir açıklama geldi. 

Kentsel dönüşümün zihinsel dönüşümle başladığını ve kentin tüm unsurlarıyla birlikte ilerlemesi gerektiğini belirten Şehitoğlu; “Kentler dönüştürülürken aynı zamanda birer cazibe merkezleri yaratılmalıdır” dedi. 

Yusuf Şehitoğlu, şehirlerin zayıf ve güçlü yönlerinin iyi tespit edilmesi gerektiğini vurgulayarak, şehirlerin topyekün yeni ihtiyaçlarına dönüştürülmesi gerektiğini ifade etti. 

Şehitoğlu’nun İnegöl Yerel Haber ve Gündem İnegöl mikrofonlarına yapmış olduğu açıklamaların tamamı şu şekilde; 

EKONOMİK, TOPLUMSAL, ÇEVRESEL, SÜRÜDÜLEBİLİR DÖNÜŞÜM OLMALI

“Kentsel Dönüşüm, şehrin tüm unsurlarıyla birlikte dönüşmesidir.  Yani ekonomik, toplumsal, çevresel, sürdürülebilirlik.. Yani dönüşümü sağlayıp kenti yeni dünyaya adapte etmek gerekir.  Kentsel dönüşüme bu pencereden bakarsanız şehirleri dünya standartlarına getirebilirsiniz. Aksi taktirde sadece binaları dönüştürerek bina yenilemiş oluyoruz, kensel dönüşüm yapmış olmuyoruz. Şehirleri doğru tasarlamazsak; eğitim, sanayi, gelişim anlamında doğru yönetemeyiz.” 

MASTER PLAN NOKTASINDA ÇOK GERİDEYİZ

“Kentsel dönüşümü dünyada başarılı uygulayan örnekler de bu şekilde uyguluyor. Kopenhag ve Singapur gibi örnekler var. Bunlar eski şehirleri dönüştürdüler. Suç oranları artmış ekonomik anlamda geriye gitmiş, eğitim seviyesi düşmüş şehirleri yeniden inşa ederek bütüncül bir ivme yakaladılar. Bir de Sudi Arabistan, Moğolistan gibi yeniden şehir inşa edenler var. Onlar da kenti dönüştürüyorlar ama yeni şehirlerle dönüştürüyorlar.  Dolayısıyla biz de yeni ile eskiyi birleştirmemiz lazım. Moğolistan gelişmemiş gözüküyor ama master plan noktasında bizden ilerdeler. Biz şu anda Türkiye’de master plan noktasında çok gerideyiz ve sadece dökümanlarda görüyoruz.” 

ALANINDA BAŞARILI OLAN İNSANLAR DESTEKLENMELİ

“İnegöl özelinde düşünürsek bütün İnegöl’ü masaya yatırıp dönüştürmemiz gerekir. Toplu taşımadan, ulaşım akslarına kadar, yeni nesil tüm ihtiyaçlardan, kargo teslimatına varana kadar yeni ihtiyaçları tespit edip şehri planlamak gerekir. Aksi takdirde şehirlerin dönüşümü yoğunluk yaratır. Kentler dönüştürülürken aynı zamanda birer cazibe merkezi yaratılmalıdır. Asıl anlatmak istediğim konu bu.  Yine bu dönüşüm süreçleri kamu-özel işbirliği ile ilerletilmelidir diye düşünüyorum. Başarılı olacak herkesin desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye’nin ve İnegöl’ün en büyük derdi bu. Bu şehircilikte, sanayide her yerde böyle. Her alanda başarılı olabilecek kişilerin desteklenmesi gererik.” 

BİNA DÖNÜŞÜMÜ, KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECİNİN İÇERİSİNDE SADECE BİR BAŞLIK

“Kentsel dönüşüme önce zihinleri dönüştürerek başlıyorsunuz. Sadece bina yenilemiyor ve kenti yeni ihtiyaçlarına dönüştürüyorsunuz. Yeni dünyada o kent nasıl konumlanıyor bunu da iyi tespit edip dönüşümü bu minvalde yapmak gerekiyor . Şehrin güçlü ve zayıp yönlerini iyi analiz etmek gerekiyor. Yeni üniversitelerle, ar-ge merkezleriyle, parklarla, enstütülerle ve birçok başlıkla kenti bu şekilde dönüştürmek gerekiyor.  Özetlemek gerekirse bina dönüşümü, ‘kentsel dönüşüm’ başlığının içerisinde sadece bir başlık. 

İNEGÖL ÖZELİNDE ÖRNEK VERELİM; UCUZA ÜRÜN ÜRETME DEVRİ BİTTİ..

“İnegöl özelinde örnek verelim ekonomik dönüşümü de düşünmeliyiz. Mobilya ile alakalı ne yapmamız gerekir? Yeni nesil dönüşüm gerekiyor. Artık Türkiye’nin ucuza mobilya üretme şansı yok.  Doğu Anadolu ve İç Anadolu’da yani biraz daha işçilik ağırlıklı yerlerde bir süre daha olabilir ama artık genel manada ucuza ürün üretme devri sona erdi. Biz işçiliği daha otomasyonla çözerek değer yaratacak, nitelik yaratacak ürünler üretmeliyiz. Mühendisliğin ve bilimin kullanıldığı katma değerli ürünler üretmeliyiz ve bu şekilde farklı olabiliriz. İşte bunu planlamak da bir kentsel dönüşümdür. Biz kenti topyekün dönüştürdüğümüzde nitelikli insan gelecek, nitelikli yatırımcı gelecek ve şehir niletiğini kazandığı için herkes maddi manevi daha kazanacak. “