9659,31%1,82
39,19% -0,13
44,81% -0,06
4196,32% -0,04
6767,71% -0,97
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomide zor dönemin aşıldığını ve cari açık vermeden büyümenin eşinde olunduğunu belirten açıklamalar yaptı.
Mehmet Şimşek, Dünya Gazetesi'nden Ece Ceyhun'a Türkiye ekonomisinde gelinen aşama ve gelecek beklentilerini aktardı.
Birçok konuda merak edilenleri dile getiren Mehmet Şimşek, röportajda 2026 tarihe vurgu yaparak, bu tarihte vatandaşın alım gücünün artacağını belirtti.
6 ANA BAŞLIKTA RAHATLAMA
Şimşek, zorlu sürecin geride kaldığını belirterek gelecek yıl 6 ana başlıkta rahatlama görüleceğini belirterek, bu konuları şöyle sıraladı:
-Vatandaşlarımızın alım gücü artacak.
-Finansmana erişim kolaylaşacak.
-Reel sektör üzerindeki belirsizlikler azalacak.
-Piyasalarda öngörülebilirlik güçlenecek.
-İstihdam ve gelir artışı ivme kazanacak.
-Uyguladığımız reformlar somut sonuçlar vermeye başlayacak.
"BUGÜN ARTIK EN ZORLU DÖNEMİ GERİDE BIRAKTIK"
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in Dünya Gazetesi'ne verdiği röportajın ana hatları şöyle:
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Biz zorlu bir küresel atmosferde, son iki yıldır güçlü bir program uyguluyoruz. Üstelik bu program, yaşanan tüm iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığını da kanıtladı. Bugün artık en zorlu dönemi geride bıraktık. Finansmana erişimin kalıcı çözümü dezenflasyonun başarılmasından geçiyor. Fiyat istikrarı yolunda önemli bir mesafe kat ettik. Çünkü biliyoruz ki, kalıcı fiyat istikrarı sağlanmadan, sanayicimizin arzuladığı nitelikli, sürdürülebilir ve rekabetçi üretimi gerçekleştirmemiz mümkün değildir.
"TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİNE YÜREKTEN İNANIYORUZ"
Uyguladığımız program; yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata yönelen tüm kesimlere güçlü destekler sunuyor. Kim üretiyor, kim yatırım yapıyor, kim istihdam sağlıyorsa biz onun yanındayız. Çünkü biz Türkiye’nin potansiyeline yürekten inanıyoruz.” dedi.
"ENFLASYON GERİLİYOR"
“Dezenflasyon süreci, öngördüğümüz gibi, bir yıldır kesintisiz şekilde devam ediyor." diyen Şimşek, enflasyondaki gelişmeleri şu ifadelerle ortaya koydu:
Dezenflasyon süreci, öngördüğümüz gibi, bir yıldır kesintisiz şekilde devam ediyor. Mayıs ayında yıllık enflasyon, beklentilerin altında gerileyerek yüzde 35,4 ile Kasım 2021’den bu yana en düşük seviyesine indi. Bu performans, enflasyonda son 1 yılda toplam 40 puanlık bir düşüş anlamına geliyor. Mal enflasyonu yüzde 28,7 ile son 3,5 yılın en düşük düzeyine gerilerken, hizmet enflasyonu da yüzde 51,2 ile son 35 ayın en düşük noktasına ulaştı. Özellikle hizmet sektöründeki bu iyileşme, fiyat ataletinin kırılması açısından son derece önemli bir gelişme.
"ENFLASYON YIL SONUNDA TCMB TAHMİN ARALIĞINDA KALACAK"
Şimşek, sıkı finansal koşullar ve küresel gelişmelerin etkisiyle zayıflayan talep, emtia fiyatlarındaki ılımlı seyir, kurdaki istikrar ve hizmet fiyatlarındaki katılıkların azalması olmak üzere 3 temel faktörün enflasyondaki düşüşü önümüzdeki dönemde de destekleyeceğini anlatarak, şunları söyledi:
Yıl sonunda enflasyonun Merkez Bankası’nın tahmin aralığında kalmasını öngörüyoruz. Enflasyondaki düşüşle birlikte reel sektör, uygun maliyetle uzun vadeli finansmana daha kolay erişebilecek. Bu gelişme; yatırımları, üretimi ve istihdamı destekleyerek ekonomideki dinamizmi güçlendirecek. Vatandaşlarımız için düşük enflasyon ortamı; alım gücünün artması, tasarrufların değerini koruması ve başta konut olmak üzere temel ihtiyaçlara erişimin kolaylaşması anlamına geliyor.
Enflasyonla mücadelede elde ettiğimiz somut ilerleme, aynı zamanda ülkemize duyulan güveni de artırıyor. Artan öngörülebilirlik ve sağlanan finansal istikrar sayesinde Türkiye, doğrudan yabancı yatırımlar açısından çok daha cazip ve güvenilir bir yatırım merkezi haline gelecek.
“BÜYÜMEDEN TAVİZ VERMİYORUZ”
Yılın ilk çeyreğinde ekonomi ılımlı bir şekilde yüzde 2 büyürken Şimşek, önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini şöyle aktardı:
İkinci çeyrekte, küresel belirsizlikler ve yurt içindeki sıkı finansal koşulların etkisiyle ekonomik aktivitede bir miktar ivme kaybı yaşanması muhtemel.
Ancak, küresel ticarette korumacı eğilimlerin yavaşlaması, dış talep üzerindeki baskıyı kısmen hafifletebilir. Yıl genelinde ise, büyük ölçüde dış konjonktüre bağlı olarak, Orta Vadeli Program (OVP) hedefimizin bir miktar altında bir büyüme oranı ile karşılaşabiliriz.
Özellikle vurgulamak isterim ki; dezenflasyonu sağlarken büyümeden kesinlikle taviz vermiyoruz.
"FİYAT İSTİKRARININ SÜRDÜRÜLEBİLİR YÜKSEK BÜYÜMENİN TEMELİNİ OLUŞTURDUĞUNU NET BİÇİMDE GÖRÜYORUZ"
Uyguladığımız politikalar, enflasyonu düşürürken, ekonomide dayanıklılığı tesis etmeyi amaçlıyor. Kısa vadede büyümede geçici bir yavaşlama olsa da; orta ve uzun vadede, enflasyon ile büyüme arasında bir ödünleşim olmadığını, aksine fiyat istikrarının sürdürülebilir yüksek büyümenin temelini oluşturduğunu net biçimde görüyoruz.
Örneğin; 1993-2002 döneminde ortalama enflasyon yüzde 71,8 iken, büyüme sadece yüzde 3,1 düzeyindeydi. 2003-2012 döneminde ise enflasyon tek haneye düşerek ortalama yüzde 9,3 oldu; buna karşılık büyüme yüzde 5,7’ye yükseldi. 2013-2024 döneminde ise ortalama enflasyon yüzde 25,1’e yükselirken, büyüme oranı yüzde 5,1’e geriledi. Dolayısıyla hedefimiz nettir: 2003- 2012 döneminde başardığımız gibi, kalıcı fiyat istikrarı ile sürdürülebilir yüksek bir büyüme patikasına yeniden ulaşacağız.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dünya ekonomisine ilişkin “Küresel ekonomi ve özellikle de Türkiye’nin ana ihracat pazarları zorlu bir dönemden geçiyor." dedi.
"2026 REFAHIN DAHA ÇOK HİSSEDİLDİĞİ GÜVENİN PEKİŞTİĞİ BİR YIL OLACAK"
Mehmet Şimşek, program ile şimdiye kadar dış kırılganlıkların azaldığı, şoklara karşı direncin arttığı ve makro-finansal istikrarın güçlendiğine işaret ederek, “Artık, kısa vadeli dalgalanmaların ötesine geçen, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyümenin temellerini inşa ediyoruz. Ayrıca küresel yapısal sorunlara karşı da önemli avantajlarımız var. Bu nedenle, önümüzdeki döneme dair iyimser olmak için güçlü gerekçelere sahibiz. İçinde bulunduğumuz süreci sadece riskleri yönetmek için değil, ekonomimizi daha rekabetçi kılacak yapısal dönüşümleri hayata geçirmek için önemli bir fırsat olarak görüyoruz. 2026 yılı refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak.” dedi.
“YENİ DESTEK PAKETLERİ YOLDA”
Bakan Şimşek ile iş dünyasının finansman sorununu konuşurken şu bilgileri verdi:
Finansmana erişimde geçici bir sıkılık var. Ancak esnafımız, üreticimiz ve ihracatçımız, TL kredi büyüme sınırının dışındadır. Ayrıca çiftçimizin ve esnafımızın kullandığı kredinin finansman maliyetinin önemli bir kısmını devlet olarak biz karşılıyoruz.
KOBİ’lerimizi de desteklemeye devam ediyoruz. Şu an 15 farklı Hazine destekli kefalet paketi yürürlükte ve toplam 114 milyar TL’lik finansman imkanı sağlanıyor. Mart ayında bunun 50 milyar TL’sini devreye aldık, özellikle ihracatçı KOBİ’lere yönlendirdik. Geçtiğimiz haftalarda da imalatçı KOBİ’lerimiz için 30 milyar TL’lik yeni bir paket açıkladık.
Bu kaynaklar tüm KOBİ’lerimizin yatırım ve işletme harcamaları için hazır. Ekonomik konjonktür ve sektörlerin ihtiyaçlarına göre yeni destek paketlerini de hızla devreye alacağız. Önceliğimizi ve enerjimizi, ülkemizin kapasite açığı olan sektörlerde üretime odaklandırmak durumundayız. Bu kapsamda, YTAK, Hit-30 ve yeni nesil yatırım teşvikleriyle, üretmek isteyen herkesin yanında olmaya kararlılıkla devam edeceğiz.
KAYITDIŞI İLE MÜCADELE
Bakanlığın kayıt dışı ile mücadelesi de sürerken izaha davet mekanizması etkin bir şekilde kullanılıyor. Bakan Mehmet Şimşek, gelinen noktayı “Denetimlerde özellikle; büyük mükelleflere, geliri yüksek ama beyanı düşük olanlara, banka hesap hareketleri ve IBAN yoluyla tahsilatlara ve yüksek olduğu hizmet sektörleri mercek altına alınıyor. Şimşek’in verdiği bilgiye göre, 2024’te 1 milyon 125 bin, 2025’in ilk 5 ayında ise 654 bin 553 denetim gerçekleştirildi. Yasal düzenlemeyle birlikte hasılat tespiti uygulamasına da geçildi ve 2025’in ilk 5 ayında bu kapsamda 121 bin hasılat tespit denetimi yapıldı. Buna göre 2025’te verilen kira, ücret, menkul sermaye iradı ve diğer kazançlara ilişkin beyanname sayısı 2 milyon 248 bine ulaştı. Bu sayı geçen yıl 1 milyon 811 bindi.
"473 BİN MÜKELLEF İLK KEZ BEYANNAME VERDİ”
473 bin mükellef bu yıl ilk kez beyanname verdi. Beyanname sayısında yüzde 24 artış yaşanırken, 857,6 milyar TL matrah ve 267,3 milyar TL vergi beyan edildi. Ticari, zirai ve serbest meslek kazancı yönünden ise 2 milyon 747 bin beyanname verildi. Böylece, toplam beyanname sayısı 5 milyonu aştı.
KKM SÜRECİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkışın 93 haftadır kesintisiz şekilde devam ettiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
Bu sayede Türkiye, önemli bir koşullu yükümlülükten kalıcı biçimde kurtulma aşamasına geldi. Bu süreci son derece titiz ve dengeli bir şekilde yönettik, piyasada istikrarsızlığa yol açmadan başarılı bir çıkış sağladık. Üstelik bu çıkış, monetizasyon (para politikası) üzerinden enflasyon riskini de ortadan kaldırarak makroekonomik istikrarımıza katkı sundu. Ağustos 2023 itibari ile 3,4 trilyon TL’ye ulaşan KKM stoku bugün itibari ile 576,2 milyar TL’ye gerilemiş durumdadır. Aynı dönemde KKM’nin toplam mevduat içindeki payı da yüzde 26,2’den yüzde 2,6’ya düştü.
Bu dönüşümü gerçekleştirilirken, Merkez Bankası rezervlerini de güçlendirdik. Son iki yılda brüt rezervler yaklaşık 55 milyar dolar artarak 153,2 milyar dolara ulaştı. Program sayesinde Türk lirası varlıklara olan güven yeniden artarken, dolarizasyon eğilimi de tersine döndü. Ağustos 2023’e kıyasla TL mevduatın toplam mevduattaki payı 27,1 puan artarak yüzde 58,7’ye yükseldi. Bu sayede kalıcı bir finansal istikrar zemini oluşturma noktasında da önemli bir yol kat ettik.
“3 YILDA 41 MİLYAR DOLARLIK PROJE FİNANSMANI SAĞLANACAK”
Mehmet Şimşek, "Türkiye, çok taraflı kalkınma bankalarıyla etkin iş birliği yürüten ülkeler arasında ön sıralarda yer alıyor. Önümüzdeki 3 yıllık dönemde yaklaşık 41 milyar dolarlık uzun vadeli ve düşük maliyetli proje finansmanı sağlamayı öngörüyoruz. Bu kaynaklar; yeşil ve dijital dönüşüm, afetlere dayanıklı altyapı, sürdürülebilir şehircilik ve kapsayıcı büyümeyi destekleyen kalkınma projeleri için kullanılacak” açıklamasını yaptı.
NÜFUS
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya'ya verdiği röportajın sonunda ise, “Dünyada yaşlı nüfus hızla artıyor. 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkması 70 yıldan uzun sürdü. Bu oranın yüzde 15’e çıkması sadece 25 yıl alacak gibi. Türkiye’de de nüfus yaşlanmaya başladı. Ancak, önümüzde en az 15-20 yıllık bir fırsat penceresi olduğunu düşünüyoruz. Kadınların işgücüne katılım oranı düşük, bunu artırarak demografik dönüşümün getirdiği riskleri çok daha iyi yöneteceğiz.” dedi.