14229,41%0,33
42,80% 0,17
50,14% -0,07
5972,47% 0,30
9632,85% 0,24
Kış aylarının gelmesiyle birlikte artan doğalgaz faturaları, milyonlarca hanenin bütçesini zorlamaya başladı. Ancak kombi kullanıcılarının büyük bölümünün farkında olmadığı basit bir ayarın, tüketimi ciddi oranda azalttığı ortaya çıktı. Uzmanlara göre, servislerin genellikle varsayılan ayarlarda bıraktığı modülasyon ve sıcaklık dengesi, doğru şekilde ayarlandığında hem evi daha dengeli ısıtıyor hem de faturayı aşağı çekiyor.
Birçok kullanıcı, kombiyi sık sık açıp kapatarak veya petekleri kısmak suretiyle tasarruf yaptığını düşünüyor. Ancak ısı mühendislerine göre bu yöntemler, özellikle yoğuşmalı kombilerde tam tersi etki yaratıyor. Yanlış su sıcaklığı ayarı, kombinin en büyük avantajı olan yoğuşma verimini devre dışı bırakıyor ve tüketimi artırıyor.
Yeni nesil kombilerin büyük çoğunluğu “tam yoğuşmalı” sistemle çalışıyor. Bu sistem, bacadan atılan sıcak gazdaki su buharını enerjiye dönüştürerek daha verimli ısınma sağlıyor. Ancak bu avantajdan yararlanabilmek için kombinin dönüş suyu sıcaklığının 55 derecenin altında olması gerekiyor.
Kazan sıcaklığını 60–70 dereceye çıkarmak, kombinin yoğuşma yapmasını engelliyor. Bu da cihazın eski tip kombiler gibi çalışmasına ve yaklaşık %15–20 daha fazla doğalgaz tüketmesine neden oluyor. Uzmanların önerdiği ideal aralık ise 40–50 derece bandı. Ev yeterince ısınmıyorsa çözüm dereceyi artırmak değil, petek kapasitesini veya yalıtımı gözden geçirmek olarak gösteriliyor.
En yaygın hatalardan biri de gece uyurken ya da evden çıkarken kombiyi tamamen kapatmak. İlk bakışta mantıklı gibi görünen bu yöntem, binanın ısı dengesini bozuyor. Kombi kapatıldığında yalnızca hava değil; duvarlar, zemin ve eşyalar da soğuyor.
Akşam tekrar açılan kombi, evi eski sıcaklığına getirmek için tam kapasite çalışmak zorunda kalıyor. Uzmanlar, bu durumu “ani hızlanma”ya benzetiyor. Oysa kombiyi gün boyu düşük ayarda çalıştırmak, hem daha stabil bir ısı sağlıyor hem de daha az enerji tüketiyor. En ideal çözüm, kombiyi kapatmak yerine gece moduna almak veya sıcaklığı birkaç derece düşürmek.
Oda termostatı kullananların yaptığı en büyük hatalardan biri de cihazın yanlış konumlandırılması. Termostat; evin en çok kullanılan ve ısınması en zor alanına, genellikle salona, yerleştirilmeli. Ancak doğrudan güneş alan noktalar, petek üstleri veya televizyon gibi ısı yayan cihazların yakını termostat için yanlış noktalar.
Bu tür yerlerde termostat ortamdan daha yüksek sıcaklık algılayarak kombiyi erken kapatabiliyor. Uzmanlara göre termostat, yerden yaklaşık 1,5 metre yükseklikte, iç duvarda ve hava akımından uzak bir noktaya monte edilmeli. Ayrıca ayarı sadece 1 derece düşürmek, faturada %7’ye varan tasarruf sağlayabiliyor.
Kombi ayarları kadar ev içi düzen de ısınma verimini etkiliyor. Uzun perdeler peteklerin üzerini kapattığında, sıcak hava odaya yayılmak yerine pencere önünde sıkışıp kalıyor. Benzer şekilde, petek önüne yerleştirilen koltuklar ve kaplamalar da ısı transferini engelliyor.
Peteklerin önü ve üstü mümkün olduğunca açık bırakılmalı. Perdelerin peteği kapatmayacak şekilde ayarlanması, odanın sıcaklığını birkaç derece artırabiliyor. Bu da kombinin daha az çalışması anlamına geliyor.
Isı uzmanları, doğalgaz faturasında kalıcı düşüş için cihazı zorlamak yerine doğru ayarlarla verimli çalıştırmanın önemine dikkat çekiyor. Küçük dokunuşlarla yapılan doğru ayarlar, hem daha konforlu bir ısınma sağlıyor hem de bütçeyi rahatlatıyor.