Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), “Bursa'da belediyeye ait tarihi binaya Vakıflar Genel Müdürlüğü el koydu” iddialarının asılsız olduğunu duyurdu. Açıklamada, söz konusu taşınmazların vakıf malı olduğunun arşiv belgeleriyle tespit edildiği ve hukuki süreçler çerçevesinde Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tescillendiği ifade edildi.

DMM, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, söz konusu taşınmazın 21 Kasım 2013 tarihinde mazbut vakıf malı olarak tescillendiğini ve bu işlemin 5737 sayılı Vakıflar Kanunu kapsamında gerçekleştirildiğini belirtti. Açıklamada, bu durumun el koyma ya da kamulaştırma değil, yasal ve arşiv dayanaklı bir mülkiyet tescili olduğu vurgulandı.

Taşınmazların kira bedellerinde yapılan güncellemelerle ilgili de bilgi verilen açıklamada, Sayıştay denetimleri ve emsal kira bedellerinin dikkate alındığı; bu düzenlemelerin kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması amacıyla yapıldığı kaydedildi.

Ayrıca, tarihi eser statüsündeki yapıların kamuya hizmet vermeye devam ettiği ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün önceliğinin bu yapıların korunması ve yaşatılması olduğu vurgulandı. Kamuoyunun dezenformasyon içeren iddialara itibar etmemesi gerektiği hatırlatıldı.

Bozbey: “Bursalıların ortak değeri gasp ediliyor”

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise konuyla ilgili önceki gün bir basın toplantısı düzenleyerek sert açıklamalarda bulundu. Belediyeye ait birçok yapının Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından geri alındığını öne süren Bozbey, en dikkat çeken örnek olarak Bursa Tarihi Belediye Binasını gösterdi.

Bozbey, 1880’lerde inşa edilen ve 1928’de belediye adına tescillenen binanın, Vakıflar tarafından yıllık 1 milyon 440 bin TL kira bedeliyle geri istenmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti. Görüştüğü Vakıflar yetkilisinin “3 gün içinde ödeme yapılmazsa binaya taşınırım” dediğini aktaran Bozbey, “Bu binayı 3.3 milyon Bursalı adına korumakla yükümlüyüz” ifadelerini kullandı.

Bozbey ayrıca, Mahfel, Şehir Kütüphanesi, Mahkeme Hamamı, Hakkı Paşa Konağı, Hüsnü Züber Evi, İncirli Hamamı, Beyazıt Paşa Medresesi, Hünkar Köşkü çevresindeki arsa ve Darphane Kültür Merkezi gibi pek çok yapının da benzer gerekçelerle ellerinden alındığını söyledi.

“Bu yapılarda vakfa ait hiçbir mimari unsur yok. Çoğu belediye yatırımıyla ihya edildi” diyen Bozbey, “Eserlerin zeminindeki eski kayıtlar gerekçe gösterilerek elimizden alınması adaletsizdir ve kamu hizmetine zarar vermektedir. Hukuki ve idari mücadelemizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

Tartışma sürüyor

Tarihi yapıların mülkiyeti üzerinden yaşanan bu gerilim, yerel yönetim ile merkezi idare arasında yeni bir polemik başlığı haline gelirken; konunun önümüzdeki günlerde yargıya taşınması bekleniyor.