BURSA / İNEGÖL – Türkiye genelinde başlatılan sosyal konut projesi kapsamında Bursa'da 17 bin 225, İnegöl'de ise 4 bin konutun inşa edileceği açıklandı. Projenin sektöre etkilerini değerlendiren Şehitoğlu İnşaat ve YSD Uluslararası Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Şehitoğlu, yapılacak konutların piyasa fiyatlarını doğrudan etkilemeyeceğini belirterek, "Ekonomik etkinin kısıtlı kalacağını düşünüyorum. Bu tarz projeler belediye ve özel sektör iş birliğiyle planlanmalı" dedi.
Sosyal konut hamlesinin barınma ihtiyacını karşılamak açısından doğru bir adım olduğunu belirten Yusuf Şehitoğlu, projenin uygulanma yöntemine ilişkin önemli tespitlerde bulundu.
Şehitoğlu, "Sosyal konut projeleri özellikle pandemi sonrasında dünyanın enflasyonist sürece girmesiyle birlikte daha fazla gündeme geldi. Barınma ihtiyacı tüm dünya vatandaşları için ülkeler özelinde çözülmesi gereken bir konu. Devletin bu konudaki adımını doğru buluyorum." ifadelerini kullandı.
Yapılacak konutların piyasada beklenen fiyat değişimini yaratmayacağını vurgulayan Şehitoğlu, projelerin makro planlama ile yerelde yürütülmesi gerektiğini söyledi.
"Yöntem konusunda yaratılacak ekonomik etkinin kısıtlı kalacağı düşüncesindeyim. Bu tarz projelerin makro planlama ile belediyelerin koordinasyonu sayesinde çözülmesi gerektiğini düşünüyorum. Her belediye kendi ihtiyacını tespit etmeli; kamu-özel sektör iş birliğiyle mevcut veya yeni imar alanlarında planlama yapılmalıdır." dedi.
Şehitoğlu, şehirlerin gelecekte sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için çok merkezli planlamanın önemine dikkat çekti:
"İmalatlar planlanırken sanayi, tarım, üniversite ve yaşam alanları bir bütün olarak ele alınmalı. Sadece hazine arazilerine yapılacak konutların şehir yapısına zarar vereceğini düşünüyorum. Şehirleri çok merkezli hale getirmemiz, toplu konut anlayışından çıkıp yeni nesil ekosistemlere yönelmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Şehitoğlu, TOKİ'nin sadece uygulayıcı değil, aynı zamanda planlayıcı ve strateji belirleyici rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı.
"Şehirlerin semt yapılanmaları, konut bölgeleri ve çalışma alanları arasında trafik yoğunluğu oluşuyor. Bu nedenle yeni projeler, şehir planlamaları ve çevre köyleri kapsayacak biçimde düşünülmeli. Geleneksel üretimden ziyade paylaşım ekonomisi, yeni nesil finansman modelleri ve fonlama yöntemleriyle desteklenmeli. TOKİ, planlayıcı ve strateji koyucu bir rol üstlenerek yerel ekosistemlerin oluşumuna öncülük etmelidir." dedi.
Son olarak şehirlerin kimliğini koruyacak sürdürülebilir gelişme modelinin önemine değinen Yusuf Şehitoğlu, "Belediye-özel sektör iş birliğiyle yürütülecek planlı çalışmalar hem ekonomik etkinin tabana yayılmasını sağlar hem de şehirlerin marka değerini artırır." ifadeleriyle açıklamalarını tamamladı.